|
T.C. ........ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Konu : Adli Raporların Tanziminde Dikkat Edilecek Hususlar Hakkında. DEVLET HASTANESİ BAŞHEKİMLİĞİ’NE ............. Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesi konusunda 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler doğrultusunda, adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili hususlar yeniden düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeler doğrultusunda Yeni TCK, adli travmatoloji açısından eski TCK’ya göre kısmen farklı tanımlar getirmiş olup, buna bağlı olarak adli rapor tanziminde kullanılacak kavramlar ve adli rapor formatı değişmiştir. Eski yasa döneminde bulunmayan, şüpheli veyan sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve bu numuler üzerinde yapılacak moleküler genetik incelemelerle ilgili hususlar yeni CMK’nın Gözlem Altına Alınma, Muayene, Keşif ve Otopsi başlıklı bölümünde (75-81’inci maddeler arasında) düzenlenmiştir. Kanuna istinaden hazrılanan Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi,Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik de 21 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözüedilen Kanun ve Yönetmelikte, adli vakaları sağlık kuruluşlarına sevk etmeye yetkili adli merciler, muayene ve vücutta örnek alınması ve muayene koşulları ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır. Daha önce de var olan, ancak CMK doğrultusunda yeniden düzenlenen Yakalam, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin Sağlık Kontrolü başlıklı 9’ncu maddesinde, kişilerin muayene koşulları ve raporların iletilme şekli gibi hususlarda, eskisine göre değişikliğe uğramıştır. Adli tabiplik hizmeti aslen bir bilirkişilik hizmeti olup, görevin icrasında CMK’nın bilirkişilik ile ilgili hükümleri geçerlidir ( CMK, Madde 62-73). Bilirkişi olarak adli tabibin yetki ve sorumlulukları da bulunmaktadır. Bilirkişiler, hakimler veya mahkemeler ile soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından belirlenir. Kanunların belirli konularda görevlendirdiği resmi bilirkişiker öncelikle atanırlar. Resmi bilirkişilikle görevlendirilmiş olanlar, bilirkişilik görevini kabul etmekle yükümlü olup, usulünce çağrıldığı halde yasal bir sebep olmaksızın gelmeyen veya görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında disiplin hapsi cezası uygulanır. Bilirkişi olarak görevlendirilen tabip, görevini yerine getirirken zorunlu saydığı soruları, mağdur, şüpheli veyan sanığa yöneltebilir. Ayrıca görevini yerine getirmek amacıyla bilgi edinmek için şüpheli veya sanık dışındaki kimselerin de bilgilerine başvurulabilir. Mahkeme, her zaman bilirkişinin duruşmada dinlenmesine karar verebileceği gibi, ilgililerden birinin istemesi halinde de açıklamalarda bulunmak üzere duruşmaya çağırılabilir. Bilirkişiler yasal mevzuata vakıf olmak durumundadırlar. Bu çerçevede: Şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve bu numuler üzerinde yapılacak moleküler genetik incelemelerle ilgili hususlar, CMK’nın Gözlem Altına Alınma, Muayene, Keşif ve Otopsi başlıklı bölümündeki 75 ila 81’inci maddelerinde ve bu Kanuna göre çıkarılıp 01.06.2005 taihli ve 25832 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik’te yer almaktadır. Zor kullanılarak yakalan veya yakalanıp gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolü ile ilgili hususlar, CMK’nın 99’uncu maddesine istinaden çıkartılıp, 01.06.2005 tarihli ve 25832 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin Sağlık Kontrolü başlıklı 9’uncu maddesinde yer almaktadır. Adli tabiplik hizmetleri kapsamında değerlendirilmesi gereken ölünün kimliğini belirleme ve adli muayene CMK’nın 86’ıncı, otopsi 87’inci, yeni doğan cesedinin adli muayenesi veya otopsi 88’inci, zehirlenme şüphesi üzerine yapılacak işlem 89’uncu, bir şüpheli ölüm vakası durumunda yapılacak işlem 159’uncu madde hükümlerine göre yapılmalıdır. Bu hizmetlerin aksatılmadan yürütülmesi amacıyla, mesai saatleri içi ve dışı için ayrı ayrı planlama yapılmak üzere, düzenleme yapılmalıdır. Mesai saatleri dışında, adli vakaların muayenesiile rapor tanzimi gibi hizmetlerin, varsa 24 saat hizmet veren ve tanı-tedavi imkanları en geniş ve merkezi konumdaki bir sağlık kuruluşunca/kuruluşlarınca yerine getirilmesi şeklinde düzenleme yapılacak; otopsi hizmetleri için ise icapçı personel görevlendirilmesi esas olacaktır. Yataklı tedavi kurumlarında adli tabiplik hizmetleri, varsa adli tıp uzmanlarının sorumluğu altında yürütülecek; yoksa, acil servis veya başhekimlikçe belirlenecek başkaca bir birim, bu hizmetlerden birinci derecede sorumlu olmak üzere görevlendirilecektir. Yataklı tedavi kurumlarındaki adli tabiplik hizmetlerinin, bağlı emt polikliniği ve benzeri uç birimlerde değil, kuruluşun ana hizmet binasında verilmesi esastır. Adli tabiplik hizmeti veren sağlık kuruluşları, personel ve hizmetin gerektirdiği diğer hususlarda destelenecektir. Adli tabiplik hizmeti verecek sağlık kuruluşları ile gerektiğinde otopsi hizmeti verecek icapçı personelin ad, soyad ve iletişim bilgilerini içeren listeler, mesai saatleri içi ve dışı için ayrı ayrı ihtiva etmek üzere ve aylık olarak düzenlenecek ve Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilecektir. Bunların yanında, adli vakaların muayenesinde tıbbi deontoloji kurallarına titizlikle uyulacak, İnsan hakları iddialarını ortaya çıkarabilecek uygulamalardan dikkatle kaçınılarak, raporların tıbbi ve bilimsel olarak rapor, film, grafi, tahlil ve benzeri verilerle desteklenmiş olarak yazımı esas alınacaktır. Muayene ve rapor tanzimi, olayın mahiyeti ( yakalama, gözaltına alma, soruşturma veya kovuşturma), muayenesi istenilen kişinin sanık, şüpheli veya mağdur olması ve yapılması istenen tıbbi işleme göre değişmektedir. Anılan ayrıma dikkat edilecektir. Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik kapsamınaki vakalarda: Şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklere saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için, hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ve istemi gerekir. Cinsel organlar ve anüs bölgesinde yapılacak muayeneler de iç beden muayenesi kapsamında değerlendirilecektir. Şüpheli veya sanık üzerinde dış beden muayenesi, hakim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı ile emrindeki adli kolluk görevlilerinin talebiyle yapılabilir. Mağdurun vücudu üzerinde dış ve iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için, hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ve istemi gerekir. Genital muayene taleplerinde mutlaka hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallderde Cumhuriyet savcısının kararı aranacaktır. Çocuğun soybağının araştırılması amacıyla yapılacak işlemler için, hakim veya mahkeme kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı gerekir. Suçun aydınlatılmasını sağlamak amacıyla şüpheli, snaık veya diğer kişilerin kendi rızaları ile başvuruları halinde, soruşturma safhasında Cumhuriyet savcısının, kovuşturma aşmasında hakim veya mahkeme kararı ile tıbbi muayeneleri yapılabilir ya da vücutlarından örnek alınabilir. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde belirtilen hallerde yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması durumunda tabipçe yapılması öngörülen sağlık kontrolü, Cumhuriyet savcısı ile emrindeki adli kolluk görevlilerinin talebiyle yapılacaktır. Adli vakaların muayenesi ve rapor tanzimi işlemi, mutlaka tabiplik yapma yetkisine sahip kişilerce ve muayeneyi yapanın çalıştığı kurumun bu işe uygun bir mekanında yapılacaktır. CMK doğrultusunda ( madde 77 ) kadın muaynesi, istemi halinde ve olanaklar elverdiğinde bir kadın tabip tarafından tapılacaktır. Muayene edilecek kadının talebine rağmen bir kadın tabibin bulunmasına olanakların elvermediği durumlarda, muayene sırasında tabip ile birlikte bir başka kadın sağlık mesleği personelinin bulundurulmasına özen gösterilecektir. Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinde uyulacak Fizik Kimliğin Tespiti açısından, kişinin ağzındaki dişlerin incelenmesi ve diş izlerinin alınması diş tabibi tarafından yapılacaktır. Kişilerin dış beden muayenesi kapsamında değerlendirilebilecek tıbbi görüntüleme, labaratuvar tetkikleri ve benzeri işlemler, tabip gözetiminde sağlık mesleği mensubu diğer bir yetkili kişi tarafından da yapılabilir. Sağlık kuruluşlarında, acil vakalar hariç olmak üzere, adli vakaların muayenesine ve rapor tanzimine öncelik tanınacaktır. Adli vakaların muayene ve rapor tanzimi işleminin CMK ( madde 332)doğrultusunda en geç 10 gün içinde sonuçlandırılarak gönderen adli makama bildirilmesi gerekmektedir. Muayene sonucunda düzenlenen raporun ilgili adli makama en kısa sürede gönderilmesi esas olmakla beraber, tanıya yönelik tetkik işlemlerin uzaması ve bu sürenin aşılması sözkonusu ise aynı süre içinde durum gerekçeleri ile birlikte ilgili adli makama bildirilecektir. Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından adli vakanın muayenesi talep edilen sağlık kuruluşunda görevli tabip, CMK kapsamında resmi bilirkişi olarak bu görevi kabul etmek zorundadır. Vaka değerlendirilerek, tespit eidlen bulgular ışığında mümkünse rapor düzenlenmesi yoluna gidilecektir. Ancak, canlı adli vakaların veya cesetlerin muayenesi sonucunda, vakanın, olanakları daha fazla olan bir kuruluşa sevk edilmesi, bazı uzmanlardan konsültasyon istenmesi, bir adli tıp uzmanına, Adli Tıp Kurumu veya üniversitelerin adli tıp ile ilgili bölüm veya birimlerine gönderilmesi gerekebilir. Böyle bir durumda bilirkişi sıfatı ile tabip , kendisini görevlendiren Cumhuriyet savcısı, hakim veyan mahkemeye durumu gerekçeli olarak anlatacak veya rapor edecektir. Cumhuriyet savcısı veya mahkeme ya da hakimin bu görüşü kabul etmemesi halinde, yasal zorunluluk olarak adli makamların talebi doğrultusunda hareket edilecek, ancak, vakanın sevk edilmesinin daha uygun olacağı yönündeki bilirkişi görüşünün raporda yer alması sağlanacaktır. Adli vakanın sevki durumunda, Sağlık Bakanlığının 2005 tarihli Genelgesinin Adli Raporların Düzenlenmesi başlıklı bölümündeki sevkle ilgili hususlara uyulacaktır. Adli vakalarda, kişinin sağlık durumunun gerekliliklerine göre, kişinin hayatını ve sağlığını korumaya yönelik olarak, Cumhuriyet savcısı veya hakim kararı aranmaksızın tıbbi muayene ve tedavi amaçlı müdahaleler yapılabilir. Ancak, bu muayene ve müdahaleler sırasında suç delillerinin kaybolmamasına özen gösterilecektir. Muayene edilmek üzere getirilen kişinin resmi evrakta belirtilen kişi olup olmasına dikkat edilecek, kişinin kimliği konusunda şüpheye düşülmesi halinde durum derhal Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Kişinin kimliğinin kontrolünde, yasal olarak geçerli bir kimlik belgesi esastır. Böyle bir belge ibraz edilememesine halinde, durum raporda belirtilecek ve tıbbi kimlik bilgileri yazılacaktır. Muayene edilenin, tabip tarafından muayene ve yapılacak işlemler konusunda bilgilendirilmesi esastır. İlgilinin, buna rağmen muayene yapılmasına ve vücudundan örnek alınmasına rıza göstermemesi halinde, bu durum tutanakla tespit edilerek ilgili adli makama bildirilecek ve gerekli tedbirlerin alınması istenilecektir. Adli vakalarda muayeneye getirilen kişinin üzerinde beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için müdahalenin, kişinin sağlına açıkça ve öngörülebilir zarar verme tehlikesinin bulunmamasına dikkat edilecektir. Adli vakaların muayenesi ve muayene koşulları ile ilgili olarak uyulacak hususlar şunlardır:a) Adli vaka olarak sevkedilen kişi, tabip tarafından bizzat görülecek ve muayene edilecektir. Başkasının ifadesine dayanılarak rapor tanzim edilmeyecektir. Muayene ve tetkikler sırasında temel insan hak ve hürriyetleri ile mahremiyete saygı kurallarına mutlaka uyulacaktır. Muayenenin diğer kişilerin göremeyeceği ve duyamayacağı bir ortamda yapılması, muayene esnasında tabip ile muayene eidlen kişinin yalnız kalmaları ve muayenenin hekim-hasta ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirilmesi esastır. Gözaltı işlemi nedeniyle yapılan muayenelerde buna özellikle dikkat edilecek; diğer muayenelerde tabibin gerek görmesi halinde bir sağlık mesleği mensubu personel muayene ortamında hazır bulundurulabilecektir. Ancak tabip, kişisel güvenlik endişesi ile muayenenin kolluk görevlisinin gözetiminde yapılmasını isteyebilir. Bu durumda, tabibin isteği belgelendirilerek yerine getirilecektir. Muayenenin kolluk görevlisinin gözetiminde yapılması ve muayene edilenin talebi, müdafii de – muayenede gecikmeye neden olmamak kaydıyla-muayene sırasında hazır bulunabilecektir. Muayene edilecek kişi kadınsa ve talebine rağmen bir kadın tabibin bulunması mümkün olmamışsa, tabip ile birlikte bir başka kadın sağlık mesleği mensubu personel muayene ortamında bulundurulacaktır. Muayene, kişinin bütün vücudu üzerinde yapılmalıdır. Rapor yazımında yardımcı olmak üzere, muayene bulguları kısaca not alınmalıdır. Muayeneyi yapan tabip, bütün adli vakalarda ve özellikle gözaltına alınmış kişilerin muayenesi esnasında TCK’da yer alan işkence (madde94), neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence ( madde 95 ) ve eziyet ( madde 96 ) suçlarının işlendiği yolunda herhangi bir bulguya rastlanması halinde, durumu derhal Cumhuriyet savcısına bildirecektir. Bu durumda Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 7’inci ve 8’inci maddesine göre işlem yapılacaktır. Adli vakalarda, suçun aydınlatılmasına katkıda bulunabilecek delil ihtiva etmesi muhtemel elbise ve benzeri materyalin saklanması için gerekli tedbirler alınmalı veya tedbirlerin alınması husus kolluk kuvvetlerine hatırlatılmalıdır. Muayene edilen kişinin bedeninden numune alınması gerekiyorsa, bu işlem usulünce yapılacak, alınan numunelerin kurum içi veya başka bir kuruma gönderilmesi sırasında örneklerin değiştirilmemesi ve dış koşullardan etkilenip bozulmaması için gerekli önlenmler alınacaktır. Raporların tanziminde aşağıdaki hususlara titizlikle dikkat edilecektir. Adli raporlar, bütünüyle muayeneyi yapan tabibin tespit ettiği objektif bulgulara, konsültasyonlar ve tetkik sonuçlarının incelenmesi ile mesleki biglileri ışığında yapacağı değerlendirmelere dayanmalıdır ve tarafsız olmalıdır. Adli raporlar, kesinlikle resmi makamların istek yazısının altına yazılmamalı, ayrı bir rapor olarak düzenlenmelidir. Raporlar bilgisayar çıktısı şeklinde olacaktır. Özellikle sonuç kısmında anlaşılır ve sade bir dil kullanılmalıdır. Kelimeler, özellikle tıbbi terimler, kısaltma yapılmadan tam olarak yazılmalıdır. Adli rapor formları eksiksiz olarak doldurulmalı; olayın öyküsü, kişiye ait özgeçmiş ve fizik muayene bulguları, muayene tarihi ile saati ve varsa yapılan konsültasyon değerlendirmeleri açıkça belirtilmelidir. Raporda , saptanan bulgulara, varsa travmatik lezyonlara ve yapılmışsa tetkik sonuçlarına ayrıntılı olarak yer verilmelidir.Adli değerlendirmede ‘’yaşamsal tehlike’’ kararı verildi ise, karara dayanak teşkil eden bulgular raporun sonuç kısmında mutlaka belirtilmelidir. Adli makamlar tarafından sorulan sorular muhakkak cevaplanmalıdır. Sorulmamış olmakla birlikte adli soruşturmanın boyutunu etkileyebilecek durumlar da rapora yazılmalıdır. Muayenesi yapılan kişinin alköllü olup olmadığı dikkate alınmalı; tabipçe gerekli görülmesi, adli makamın veya kolluğun talebi halinde kişinin alkollü olup olmadığı usulünce tespit edilerek sonucuna raporda yer verilmelidir. Durumu ağır hastalar hariç trafik kazası ve benzeri olaylarda alkol durumu alkolmetre ile tespit edilmelidir. Raporun ilk sayfasında sağlık kuruluşunun ismi; raporun her sayfasında muayene edilen kişinin adı, soyadı ve raporu düzenleyen tabibin parafı veya imzası; raporun sonunda okunaklı olarak raporu düzenleyen tabibin adı , soyadı, diploma numarası ve imzası ile kurumun adı ve okulanklı olarak mührü bulunmalıdır. Adli kanıt niteliği taşıyan tetkik sonuçları ve grafilerin aslı, muayene edilen kişinin kendisine verilmemeli ve ilgili mevzuatta belirtilen süreyle arşivde saklanmalıdır. Bu materyallerin, özellikle grafilerin üzerinde muayene edilenin adı, soyadı ve kayıt numarası silinmeyecek ve değiştirilmeyecek şekilde yer almalıdır. Adli vakanın bir başka sağlık kuruluşuna sevk edilmesi durumunda veya tetkik sonuçları ile tıbbi belgelerin düzenlenen adli raporun ekinde yer alması gerektiğinde, bu belgeler sasıl belge niteliğinde değilse, örnekler ‘’ aslı gibidir’’ ibaresi konularak onaylanmalıdır. Muayene edilen kişinin, tetkik sonuçlarının veya çekilen grafilerin kendisine verilmesini talep etmesi halinde, asıl belgeler ve grafiler sağlık kuruluşunda korunmak kaydıyla, kişiye bu tetkik sonucu veya mümkünse grafilerin bir örneği verilmelidir. Adli vaka bir başka sağlık kuruluşundan sevk edilerek gelmişse, gönderen kuruluşça düzenlenen geçici rapor incelenmeli; ancak , sevk edilen kurumca yapılan işlemler ve değrelendirmeler geçici rapor üzerinde değil ayrı bir rapor olarak tanzim edilmelidir. Tanzim edilen bulgular ışığından mümkünse kesin rapor düzenlenmesi yoluna gidilmelidir. Ancak, mevcut muayene ve laboratuvar bulğuları kişi hakkında kesin rapor düzenlemek için yeterli değilse, ayrıntılı geçici rapor/durum bildirir rapor düzenlenerek muayenesi ve kesin rapor düzenlenmesi için hastanın bir üst sağlık kuruluşuna sevki yapılmalıdır. Vakanın sevk edilmesi durumunda, düzenlenen geçici raporun bir nüshasının sağlık kuruluşunda saklanması ihmal edilmemelidir. Düzenlenen raporlar adli rapor kayıt defterine, raporun sonuç kısmındaki değerlendirmeler yer alacak şekilde kaydedilmelidir. Yeni TCK'da tanımlanan yaralama suçlarını büyük kısmı eski TCK'da yer alanlarla benzer veya karşılaştırılabilir nitelikte iken, bazı suçlar ise eski TCK'da yer almayan tamamen yeni tanımlamalardır. Bunlar, yeni TCK'nın 86'nci maddesisnin üçüncü fırkasında sözü edilen vücutta kemik kırılmasına neden olan yaralamadır. Eski TCK'da yer alan mutad iştigale devam edememe/mutad iştigalden mahrumiyet kavramı ise yeni TCK'da yer almamaktadir. Eski TCK'da yer alan kavramların büyük kısmı yeni TCK'da Türkçeleştirilerek konulmuştur. Mesela, Hayati tehlike, yaşamı tehlikeye sokan durum: çehrede sabit eser, yüzde sabit iz; izic züügo, organlardan veya duuylardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması şeklinde yer almaktadır. Yeni TCK'da tanımlanan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralanma, kanunda öngörülen en hafif yaralama suçunu oluşturmaktadır. 87'nci maddenin birinci ve ikinci fırkası kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerini içermekte olup;üçüncü fırkada kasten, yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması haline ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmıştır. Özetle, kadli raporlarda, varsa travmanın sonucu artık mutad iştigale devam edememe/mutad iştigalden mahrumiyet/iş ve güçten geri kalma şeklinde tanımlanmayacak ,bunun yerine basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu/olmadığı değerlendirmesi yapılacak;yaşamı tehlikeye sokan bir durum olup olmadığına mutlaka yer verilecek; ayrıca, saptanmışsa yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış diğrek halleri ayrı ayrı belirtecektir. Keza, kemik kırığı saptanmışsa tanımlanacak ve hayati fonksiyonlara etkisi belirtilecek;birden fazla kırık varsa kırığı saptanmışsa tanımlanacak ve hayati fonksiyonlara etkisi belirtilecek; birden fazla kırık varsa skorlama yapılarak ağırlığı hesaplanacaktır.Bütün bu durumlara ilişkin ayrıntılı bilgi skorlama yapılarak ağırlığı hesaplanacaktır. Bütün bu durumlara ilişkin ayrıntılı bilgi http://.adlitabiplik.sağlik.gov.tr/internet adresinde rehber kısmında yer formlar kullanılacaktır. Bu formların düzenlenmesinde ykarda belirtilen hususlara titizlikle riayet edilecektir. Adli raporlar üç nüsha olarak düzenlenecektir. Her bir nüshanın verileceği merci vakanın Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik veya Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında olmasına göre farklılık arzetmekte olup; muayene için getirilen kişinin hangi kapsamda olduğu sevk evrakında belirtilmemişse getiren kolluk kuvvetinden sorularak öğrenilecek ve raporun dağıtımı şu şekilde yapılacaktır. Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik kapsamında bir suça ilişkin olarak şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve muayene sonucunda rapor tanzimi isteniyorsa, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda kalacak, muayene sonrasında hemenrapor tanzim edilmesi mümkün ise iki nüshası kapalı ve mühürlü zarf içerisinde ilgili hakimliğe, mahkemeye veya Cumhuriyet başsavcılığına iletilmek üzere getiren kolluk görevlisine teslim edilecek, iler tetkik ve benzeri nedenlerle hemen rapor tanzimi mümkün değilse raporun iki nüshası kapalı ve mühürlü bir zarf içinde sağlık kuruluşunca ilgili adli makama en kısa sürede iletilecektir. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında, kolluk kuvvetlerince zor kullanılarak yakalanan veya yakalanıp gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolü amacıyla muayene ve rapor tanzimi istenmesi durumunda, Yakalama veya nezarethaneye giriş durumu sözkonusu ise, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda alıkonacak, ikinci nüshası gözaltına alınan kişiye, üçüncü nüshası ise soruşturma dosyasına eklenmek üzere ilgili kolluk görevlisine verilecektir. Gözaltı süresinin uzatılması veya yer değişikliği ya da nezarethaneden çıkış sözkonusu ise, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda saklanacak, iki nüshası ise raporu düzenleyen sağlık kuruluşunca kapalı ve mühürlü zarf içerisinde ilgili Cumhuriyet başsavcılığına en seri şekilde gönderilecektir. Bu raporların gönderilme şekli ve sıklığı sağlık kuruluşunun iş yükü, yerleşim biriminin büyüklüğü ve ulaşım imkanları dikkate alınarak şu vasıtalarla yapılabilir: Sağlık kuruluşundca görevlendirilecek bir personel, imkanlar varsa Elektronik İmza Kanunu uygulaması esaslarına göre elektronik ortamda. Raporların düzenlenmesinde ve adli makamlara gönderilmesinde gizlilik kurallarına uyulacak ve bu amaçla gerekli tedbirler alınacaktır. Sağlık kuruluşunda saklanması gereken rapor nüshalarının korunması için ilgili mevzuata göre gerekli tedbirler alınacaktır. Adli tabiplik hizmeti kapsamında tabipler, Cumhuriyet savcılarınca CMK’nın 86’ıncı maddesine göre ölü kimliğini belirlemek ve adli muayene yapmak, 87’nci maddesine göre otopsi yapmak, 88’inci maddesine göre yeni doğanın cesedenin adli muayenesini veya otopsisini yapmak ve 89’uncu maddesine göre de zehirlenme şüphesi üzerine inceleme yapmak üzere görevlendirilebilir. Bu durumlarda CMK’nın sözü edilen maddeleri ile mesleki ve adli tabiplik bilgilerine göre işlem yapılacaktır. Yine otopsi işlemlerinde aksaklığa sebebiyet verilmeyerek personel görevlendirmesi yapılacak otopsi yapılacak yerin fiziki koşulları düzenlenecektir. Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinde uyulacak adli tıp hizmetlerinin, Sağlık ve Adalet Bakanlıkları genelgelerinde de yer aldığı üzere genelgelerde belirtilen hususlar dikkate alınarak ve insan haysiyeti ile temek hak ve hürriyetlerin mahiyetine uygun olarak yürütülmesini; böylelikle bu hizmet ile ilgili olarak ulusal ve Uluslar arası yargı koşulları ve diğer kuruluşlar nezdinde oluşabilecek problemlere ve sağlık personeli hakkında ileri sürülebilecek haksız ithamlara mahal verilmesini; getirilen düzenlemelerin adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu olan tüm kurum ve kuruluş sorumlularına ve uygulayıcılarına tebliğini ve sözkonusu düzenlemelerin acililiyet ve hassasiyetle uygulamaya konulmasını önemle rica ederim. CUMHURİYET SAVCISI -Sicil ........................................ |
Duyuru Arşivi |