Grigoriy Petrov'un 1923 yılında kaleme aldığı "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" adlı unutulmaz eser, geride kalmış bir ülkenin nasıl yeniden dirildiğini ve medeniyet haline nasıl dönüştüğünü anlatıyor. Bu destansı roman, her milletin ve toplumun ayağa kalkma yolculuğunda bir rehber niteliği taşıyor.

Finlandiya, eski çağlardan beri Batalıklık olarak bilinen bir bataklık ülkesiydi. Ancak, Petrov'un anlattığı gibi, Finlandiya nasıl bir medeniyet haline geldi? Bu sorunun cevabı, Petrov'un eserinde derinlemesine inceleniyor. Petrov, Finlandiya'nın dönüşümünü bir milletin çürümüş inancını ve kaybetmiş benliğini yeniden kazanma hikayesi olarak sunuyor.

Kitapta, bir ulusun tüm birimlerinin nasıl tek tek yeniden yapılandırıldığına dair detaylı bir anlatım bulunuyor. Petrov'un gözüyle, Finlandiya'nın kalkınması ve refaha kavuşması, insanların taşıdıkları kişisel sorumluluğun farkına varmalarına bağlıdır. Her birey, iyi bir vatandaş ve "hayat kurucusu" olma bilinciyle hareket etmelidir.

Petrov'un eseri, tarihin tozlu sayfalarında unutulmaya yüz tutmuş bir ülkenin yükselişini ve başarılarını okuyuculara canlı bir şekilde sunuyor. "Beyaz Zambaklar Ülkesinde", sadece Finlandiya'nın değil, tüm ülkelerin umut dolu bir geleceğe doğru nasıl ilerleyebileceğini gösteren ilham verici bir öyküdür. Öyküde özellikle kişilerin dünyaya geliş amaçlarının sadece kendileri ile sınırlı olmadığı, sosyal sorumluluk bilinci taşımaları gerektiği, kişisel gelişimlerini tamamlamaları ve çevrelerine faydalı olmak için çalışmalara gerektiği vurgulanarak anılan hususların toplumsal bir borç olduğuna vurgu yapılmıştır.