Yaralama suçlarında soruşturma ve kovuşturma aşamalarında suçun niteliğinin saptanması doktor raporlarına göre olmaktadır. Çözümü teknik ve uzmanlık gerektiren alanlarda savcı ve hakimlerin bilirkişiye başvurması gerekmektedir. Kasten yaralama suçlarında yaranın silahla olup olmadığı, kişi üzerindeki etkisi soruşturma ve kovuşturmanın seyri açısından önem taşımaktadır. Örneğin silah kullanılmadan gerçekleşen sıradan bir darp olayında yaralanmanın BTM ile giderilebilir nitelikte olması suçun şikayete tabi olup olmadığını belirlemektedir. Yine yaralanmanın hayati tehlikeye, kemik kırığına sebep olup olmadığı, kemik kırığına sebep olmuş ise hayati fonksiyonlarına etkisi gibi kriterler cezanın tayininde önem taşımaktadır. Taksirle yaralama suçlarında da benzer kriterler bulunmaktadır. Bu bağlamda yaralanmanın niteliğinin tespitinde hukukcular ve doktorlar için ortak bir standartın uygulanması  Anayasa ile teminat altına alınan suçta ve cezada kanunilik ilkesinin hukuk sistemine yansımasını sağlayacaktır. Adli Tıp Uzmanları Derneği tarafından hazırlanarak, 2009 Yılında güncellenen "Türk Ceza Kanunu’nda Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından Değerlendirilmesi Rehberi" yaralanmalara ilişkin temel kriterleri belirlemiştir. Anılan rehberin ana hatları ile bilinmesi ve uygulamada kullanılması hukuk güvenliği ilkesi açısından önem taşımaktadır.